Babasını bulmak için umut dolu bir yolculuğa çıkan kararlı genç Nicholas, elflerin yaşadığı büyülü bir diyara varır ve orada yazgısıyla karşılaşır.

1961 senesinde bir taksi şoförü olan 60 yaşındaki Kempton Bunton, Londra'da düzenlenen Ulusal Galeri'den Goya'nın ‘Wellington Dükü’ isimli portresini çalacaktır.

Geleceğin gereksiz ve tuaf derecede karmaşık olan fütüristik dünyasına gidiyoruz. Bir devlet memuru olan Sam Lowrey, teknoloji ve bürokrasiden bunalmış bir istatistikçidir. Her şeyden uzaklaştığı hayallerinde kaçar ve rahatlar. Rüyalarında aynı kadını kurtardığını görür. Bir bilgisayar, Sam'in yaşamakta olduğu gerçek dünyayı kontrol ediyordur. Jill Layton adlı genç bir kadını terörist olmakla suçlayan Sam, devamlı olarak hata kontrolleri yaptığı için bunda bir yanlışlık olduğunu anlar ve Jill'in onun rüyalarında kurtardığı kız olduğunu fark eder.

Harold Fry, emekli bir memurdur. Eski meslektaşı Queenie'nin kanser hastası olduğunu öğrendikten sonra onu cesaretlendirmek için bir mektup yazar. Daha sonra mektubu postaya vemeye hazırlanırken mektubu kendisi götürmeye karar verir ve bulunduğu yerden 800 kilometre uzaktaki arkadaşının yatırıldığı bakım evine gider. Yürürken geçmişteki hatalarını, kayıplarını, başarılarını düşünür ve hayatını tekrardan keşfeder.